Zelal, yasaklı ya da yok sayılan anadilimde kısaca: 1-Annenin memesinden bebeğin ağzına giden süt. 2- Dayanılmaz doğum acıları içinde kıvranan annenin bebeğini görür görmez acılarını unutup yüzünde oluşan gülümseyişi. 3-Gökyüzünün mavisiyle doğanın yeşilinin güneş ışınlarıyla birleştirilerek suya yansıtılması. Örneğin ölüdeniz veya tüm sahillerde mutlaka var olan akvaryum adı verilen sular. Ki tüm tekneler burada mutlaka mola verir. Yağmacılar tarafından talan edilmeden önce Anadolu'nun her köşesi, maviyle yeşilin hatta tüm renklerin doğaya yansıyan berraklıklardı. 4- Ve yabancı kelimeler statüsünde olsa da Türkçe karşılığı berrak, temiz, duru, lekesiz demektir. Bir zamanlar, cennet bahçelerinin tasvir edildiği, medeniyetler beşiği kabul edilen bu topraklarda her şey zelaldi. Bu yüzden işgalcilerin hedefinde oldular hep. Doğudan geldiler, batıdan geldiler, kuzeyden, güneyden geldiler. Yaktılar, yıktılar, yağmaladılar, talan ettiler, kendi deyimleriyle taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmadılar. Ancak yüreği, bilinci, vicdanı zelal olanların da teslim olmaya, pes etmeye niyetleri olmadı hiçbir zaman. Bu coğrafyanın kadim tarihi cellatlarla bu zelal yüreklerin kavgasından ibarettir. Tüm insanların zelal yaşadığı bir dünya dileğiyle.
- Açıklama
Zelal, yasaklı ya da yok sayılan anadilimde kısaca: 1-Annenin memesinden bebeğin ağzına giden süt. 2- Dayanılmaz doğum acıları içinde kıvranan annenin bebeğini görür görmez acılarını unutup yüzünde oluşan gülümseyişi. 3-Gökyüzünün mavisiyle doğanın yeşilinin güneş ışınlarıyla birleştirilerek suya yansıtılması. Örneğin ölüdeniz veya tüm sahillerde mutlaka var olan akvaryum adı verilen sular. Ki tüm tekneler burada mutlaka mola verir. Yağmacılar tarafından talan edilmeden önce Anadolu'nun her köşesi, maviyle yeşilin hatta tüm renklerin doğaya yansıyan berraklıklardı. 4- Ve yabancı kelimeler statüsünde olsa da Türkçe karşılığı berrak, temiz, duru, lekesiz demektir. Bir zamanlar, cennet bahçelerinin tasvir edildiği, medeniyetler beşiği kabul edilen bu topraklarda her şey zelaldi. Bu yüzden işgalcilerin hedefinde oldular hep. Doğudan geldiler, batıdan geldiler, kuzeyden, güneyden geldiler. Yaktılar, yıktılar, yağmaladılar, talan ettiler, kendi deyimleriyle taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmadılar. Ancak yüreği, bilinci, vicdanı zelal olanların da teslim olmaya, pes etmeye niyetleri olmadı hiçbir zaman. Bu coğrafyanın kadim tarihi cellatlarla bu zelal yüreklerin kavgasından ibarettir. Tüm insanların zelal yaşadığı bir dünya dileğiyle.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.