%34
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786051281384
Boyut
13.50x20.00
Sayfa Sayısı
74
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2011-11
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Zümrüdüanka

9,26TL
6,02TL
%34
Satışta değil
9786051281384
496076
Zümrüdüanka
Zümrüdüanka
6.02

"Bir gece "o" olmasını düşleyerek herhangi bir bedene sarıldığınızda; sıcaklığı, kokusu, nefesi bir yabancıdır oysa. Ve sarılmışken, "o" olmasını düşlerken, gözlerinizden birer damla yaş süzülür, anlatamazsınız hiç kimseye."

"Uzun yolculuklara savurdum kendimi. Fakat kalbimi duyamayacağım kadar senden uzak bir yer bulamadım."

"Beyoğlu'nda soğuk, sıcak gelir insana. Ay ışığının yerini almıştır sevdalıları avutan parıltılar. Kalabalığa inat herkes daha çok yalnızdır burada ve hissetmemek için kimsesizliği, asla boşaltılmaz sokaklar."

"Hadi git artık. Git. Git ne olur. O güneşin doğuşundaki sırrı saklayan gözlerinin ışıltılarını dokundurmadan, yangınlarına hasret gözlerime, hiç bakmadan git..."

"Soğuktur gece, kaskatıdır. Asil asil yağan kar kirlerini örterken insanlığın, alev alev bedenlerin yangınlarıyla gecenin karanlığı, parçalandığı keskin kristallerle kalplerde kesik kesik yaradır. Acıdıkça içten içe daha sıkı sarar ve dudaklarını dişlerinin arasına sıkıştırıp öperken nefesinden içtiği ruhudur aslında bu dansta. Yanardağ gibi titreyen bedenler, dokunuşları hançerleşmiş eller ve karın soğuğuna karışan gecenin teri... Müzik susar; kar durur, zaman durur. Ruhlar ölümsüzlükte erişirken birbirlerine, kutsanırlar gecenin beyaz tülü altında bir daha ve bir daha..."

"Islaktı aşk. Koyu kırmızıydı. Kalbinden gelip usulca süzülüyordu bileklerinden; içinde barındırdığı bütün saklı ve henüz dokundurtulmamış hayalleri ve gerçekleriyle."

"Bir yerlerde rüyalarındaki oyunlarından sökülüp, büyüklerin dünyasına itiliyordu çocuklar. Oysa masumdu doğduğunda aşk. Geri dönmeyen çocukluk gibiydi. O yüzden öyle kalamadı. Başkalaştı. Kirletildi büyüdükçe."

  • Açıklama
    • "Bir gece "o" olmasını düşleyerek herhangi bir bedene sarıldığınızda; sıcaklığı, kokusu, nefesi bir yabancıdır oysa. Ve sarılmışken, "o" olmasını düşlerken, gözlerinizden birer damla yaş süzülür, anlatamazsınız hiç kimseye."

      "Uzun yolculuklara savurdum kendimi. Fakat kalbimi duyamayacağım kadar senden uzak bir yer bulamadım."

      "Beyoğlu'nda soğuk, sıcak gelir insana. Ay ışığının yerini almıştır sevdalıları avutan parıltılar. Kalabalığa inat herkes daha çok yalnızdır burada ve hissetmemek için kimsesizliği, asla boşaltılmaz sokaklar."

      "Hadi git artık. Git. Git ne olur. O güneşin doğuşundaki sırrı saklayan gözlerinin ışıltılarını dokundurmadan, yangınlarına hasret gözlerime, hiç bakmadan git..."

      "Soğuktur gece, kaskatıdır. Asil asil yağan kar kirlerini örterken insanlığın, alev alev bedenlerin yangınlarıyla gecenin karanlığı, parçalandığı keskin kristallerle kalplerde kesik kesik yaradır. Acıdıkça içten içe daha sıkı sarar ve dudaklarını dişlerinin arasına sıkıştırıp öperken nefesinden içtiği ruhudur aslında bu dansta. Yanardağ gibi titreyen bedenler, dokunuşları hançerleşmiş eller ve karın soğuğuna karışan gecenin teri... Müzik susar; kar durur, zaman durur. Ruhlar ölümsüzlükte erişirken birbirlerine, kutsanırlar gecenin beyaz tülü altında bir daha ve bir daha..."

      "Islaktı aşk. Koyu kırmızıydı. Kalbinden gelip usulca süzülüyordu bileklerinden; içinde barındırdığı bütün saklı ve henüz dokundurtulmamış hayalleri ve gerçekleriyle."

      "Bir yerlerde rüyalarındaki oyunlarından sökülüp, büyüklerin dünyasına itiliyordu çocuklar. Oysa masumdu doğduğunda aşk. Geri dönmeyen çocukluk gibiydi. O yüzden öyle kalamadı. Başkalaştı. Kirletildi büyüdükçe."

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat