3002799100039
403426
https://www.kitapburada.com/rumuzu-l-kur-an-3-p403426.html
Rumuzü'l Kur'an 3
16.20
İnsan, maddî ve ma'nevî olmak üzere iki cihetten müteşekkildir. İnsanın maddî hayâtı, yemek, içmek ve havayı teneffüs etmek ile káim olduğu gibi, ma'nevî hayâtı da îmân ve ibâdet ile káimdir. Demek, insânı insân yapan ve insânı dünyâ ve âhirette hakíkí saâdet ve huzûra kavuşturan îmân ve ibâdettir.
Îmân, fıtrîdir ve fıtrat-ı beşeriyye, îmân ile yoğrulmuştur. Zîrâ, insân, fıtraten gáyet âciz ve fakir yaratılmakla berâber; düşmanları ve emelleri kâinâtın her tarafına dal-budak salmış, kalb ve rûhun dâire-i ihtiyâcı ebede kadar uzanmış, hadsiz şeylerden müteessir olduğu gibi, nihâyetsiz şeylerden de mesrûr olacak bir câmiıyyette halk edilmiştir. O hâlde, bütün kâinâtı yed-i tasarrufunda tutamayan, insânın bu derin ve muhît maddî ve ma'nevî ihtiyâclarını yerine getiremez, onu idâre edemez; kendisi gibi âciz, muhtaç ve onun cinsinden olan pürşer beşer, aslâ bu kâinât kadar ma'nevî yükü deruhde edemez.
Küfür ve inkâr ise, insânı bu câmiıyyet ve kábiliyyetten sukút ettirip en âciz, zaif, fakir ve perîşân bir mahlûk derekesine düşürür.
Hazret-i Âdem (as)'dan bugüne kadar devâm eden beşer târihinde iki cereyân veyâ iki düşünce âlemde hükümfermâ olmuştur.
Îmân, fıtrîdir ve fıtrat-ı beşeriyye, îmân ile yoğrulmuştur. Zîrâ, insân, fıtraten gáyet âciz ve fakir yaratılmakla berâber; düşmanları ve emelleri kâinâtın her tarafına dal-budak salmış, kalb ve rûhun dâire-i ihtiyâcı ebede kadar uzanmış, hadsiz şeylerden müteessir olduğu gibi, nihâyetsiz şeylerden de mesrûr olacak bir câmiıyyette halk edilmiştir. O hâlde, bütün kâinâtı yed-i tasarrufunda tutamayan, insânın bu derin ve muhît maddî ve ma'nevî ihtiyâclarını yerine getiremez, onu idâre edemez; kendisi gibi âciz, muhtaç ve onun cinsinden olan pürşer beşer, aslâ bu kâinât kadar ma'nevî yükü deruhde edemez.
Küfür ve inkâr ise, insânı bu câmiıyyet ve kábiliyyetten sukút ettirip en âciz, zaif, fakir ve perîşân bir mahlûk derekesine düşürür.
Hazret-i Âdem (as)'dan bugüne kadar devâm eden beşer târihinde iki cereyân veyâ iki düşünce âlemde hükümfermâ olmuştur.
- Açıklama
- İnsan, maddî ve ma'nevî olmak üzere iki cihetten müteşekkildir. İnsanın maddî hayâtı, yemek, içmek ve havayı teneffüs etmek ile káim olduğu gibi, ma'nevî hayâtı da îmân ve ibâdet ile káimdir. Demek, insânı insân yapan ve insânı dünyâ ve âhirette hakíkí saâdet ve huzûra kavuşturan îmân ve ibâdettir.
Îmân, fıtrîdir ve fıtrat-ı beşeriyye, îmân ile yoğrulmuştur. Zîrâ, insân, fıtraten gáyet âciz ve fakir yaratılmakla berâber; düşmanları ve emelleri kâinâtın her tarafına dal-budak salmış, kalb ve rûhun dâire-i ihtiyâcı ebede kadar uzanmış, hadsiz şeylerden müteessir olduğu gibi, nihâyetsiz şeylerden de mesrûr olacak bir câmiıyyette halk edilmiştir. O hâlde, bütün kâinâtı yed-i tasarrufunda tutamayan, insânın bu derin ve muhît maddî ve ma'nevî ihtiyâclarını yerine getiremez, onu idâre edemez; kendisi gibi âciz, muhtaç ve onun cinsinden olan pürşer beşer, aslâ bu kâinât kadar ma'nevî yükü deruhde edemez.
Küfür ve inkâr ise, insânı bu câmiıyyet ve kábiliyyetten sukút ettirip en âciz, zaif, fakir ve perîşân bir mahlûk derekesine düşürür.
Hazret-i Âdem (as)'dan bugüne kadar devâm eden beşer târihinde iki cereyân veyâ iki düşünce âlemde hükümfermâ olmuştur.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.