Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789757172677
Boyut
245-305
Sayfa Sayısı
756
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2011-07
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugatı - Cilt 1 ( A - E )
Yazar:
Andreas Tietze
Yayınevi : Simurg Kitapçılık ve Yayıncılık
135,00TL
Satışta değil
9789757172677
489002
https://www.kitapburada.com/tarihi-ve-etimolojik-turkiye-turkcesi-lugati-cilt-1-a-e-p489002.html
Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugatı - Cilt 1 ( A - E )
135.00
Andreas Tietze, engin dil bilgisinden başka, iktisat tarihinden sanat tarihine kadar ilgili birçok alanda profesyonel uzman derecesindedir. İyi Türkolog olduğu gibi, Romanist, Germanist, Slavist ve Bizantinist olma niteliklerine sahiptir. Çalışmalarında bunu görmek mümkündür ve bu total filologun Türk araştırmalarına yönelmesi Türk dili ve kültürü için mutlu bir olaydır.
26 Nisan 1914'te Viyana'da doğdu. Babası Hans Tietze ülkesinin tanınmış bir sanat tarihi profesörüydü ve Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Belvedere sarayını Avrupa'nın en ünlü plastik sanatlar müzelerinden biri olarak düzenlemişti. Annesi Erica Tietze-Conrat da, Avusturya baroku üzerine değerli incelemeler yapan ünlü bir sanat tarihçisiydi. Tietze laik bir eğitim gördü. İlkokulu Grinzing'de ve liseyi Piaristengimnazyum'da tamamladı. 1932'de olgunluk imtihanını verdi ve Viyana Üniversitesi'nde öğrenime başladı.
İki dünya savaşı arasında Viyana Üniversitesi, Avrupa'nın önemli bir bilim merkeziydi. Bilimin her dalında ünlü bilginler buradaydı ve öncü araştırmalar yapıyorlardı. Andreas Tietze böyle bir dünyanın bahşettiği şansı en iyi biçimde kullanan öğrencilerden olmalıdır. İktisat tarihini Prof. Dopsch'un, Doğu Avrupa tarihini Winkler'in, Balkan tarihini Patsch'ın yanında öğrendi. Slav dilleri alanında Viyana Üniversitesi öncüydü. Prens Trubetskoy'un öğrencilerinden oldu. Bir yandan da Balkan araştırmalarında derinleştiği ölçüde (hemen bütün Balkan dillerini bilmektedir) Türkçeye, nihayet Farsça ve Arapçaya başladı. O yıllarda birçok Türkolgun tersine, Türkiye'ye sık sık seyahat eden bir öğrenciydi. Türk dili ve tarihi gittikçe ilgisini çekti. Dili kusursuz konuşuyordu. O yıllardaki dostlarının anlattığına göre, kendisinin yabancı olduğuna inanmayanlar oluyormuş. Buna rağmen doktora tezini Türkoloji alanında yapmak için geç kaldığını düşünüyordu ve İtalya tarihi üzerinde tezini tamamlamaya karar verdi. 1937'de alışılmışın dışında kısa sürede iktisat tarihi alanında hazırladığı tezini kabul ettiler. Konu, 'İtalyan merkantilizminin tarım politikası' idi. Vatikan, Venedik, Floransa arşivlerinde çalışmış, İtalyan dili ve tarihine hakim olduğunu gösteren bir tez çıkarmıştı. Bu tezi bitirdiği an, tekrar Türkiye'ye ve Türkoloji çalışmalarına döndü. Edebiyat Fakültesi'nde Almanca ve İngilizce lektörlüğüne atandı. Galiba Edebiyat Fakültesi onu hep bu görevde tutmakla, alışılmış olumsuzluklarından birini daha tekrarlıyordu.
Edebiyat Fakültesi'ndeki bazı çalışma arkadaşları ve İstanbul'daki çevresi; kendi ifadesiyle, onun yaşamında önemli birsafha oldu. Helmut Ritter oradaydı. Onunla çalıştı ve birlikte bir Türkçe - Almanca sözlük hazırladılar. Gene 1947-58 yılları arasında süren bir çalışmayla, Redhouse sözlüğünün revizyonunu ve yeni baskısını hazırladı. Bu yıllarda Tietze Türk dili tarihi, Türkçenin diğer dillerle olan ilgisi üzerine makalelerini Türkiye'ye ve yurt dışında özellikle Oriens dergisinde yayınlıyordu. Gene bu sıralarda Romanistlerden H. Ve R. Kahane ile Lingua-Franca adlı ünlü sözlüğü yayınladılar (1950-1954). Sözlük Türkçede yaşayan Akdeniz uluslarına ait kalabalık bir kelime haznesini etimolojik olarak vermekteydi. Tietze Türkiye'ye geldiği zaman Prof. Adnan Adıvar'ı tanımıştı. Onunla hemen her gün İslam Ansiklopedisi'nin bürosunda görüşüyorlardı. Adıvar kendisini çok takdir ederdi: Tietze de Adıvar'ı, 'müsbet tavırlı, gerçek bir münevverdi. Bu üstün insana çok şeyler borçluyum' diye anmaktadır. İstanbul kütüphanelerindeki yazma eserler İkinci Dünya Savaşı sırasında Anadolu'ya taşınıp korunmaya alınmıştı. Tietze bunlar üzerinde çalışamayınca şive ve halk edebiyatı araştırmalarına yöneldi. Karagöz'le, halk tiyatrosuyla ilgili incelemeleri böyle başladı. Türk bilmeceleri üzerinde çalıştı.
1952'de Süheyla Uyar'la evlendi. Bu evlilikten Filiz, Deniz, Nur ve İbrahim adlı dört çocukları oldu. 1952-53'te bir yıl ABD'de Illinois Üniversitesi'nde misafir profesör oldu. Sonra 1958'de Los Angeles'daki California Üniversitesi'ne davet edilerek buraya yerleşti. 1964'te Codex Cumanicus'dan bilmeceleri ve İlhan Başgöz'le birlikte Türk Halk Bilmeceleri'ni hazırladı. 1966-1970 yılları arasında üniversitenin Yakındoğu Dilleri Bölümü başkanlığını yaptı. 1971'de Viyana Üniversitesi'ne misafir profesör oldu. Bu üniversitenin daveti üzerine, 1973 yılından itibaren Türkoloji ve İslam araştırmaları enstitüsünün ordinaryüs profesörlüğüne atandı. 1976 yılında Avusturya Bilimler Akademisi muhabir üyeliğine, aynı yıllarda Türk Tarih Kurumu şeref üyeliğine seçildi. Viyana'ya geldiği yıllarda 16. yüzyılın ünlü Osmanlı müverrihi Gelibolulu Mustafa Ali'nin eserleri üzerinde çalışmaya başlamıştı. Bu alandaki yayınları (birkaç makale, Kahire üzerine geçen sayılarda tanıtılan kitap ve Nasihat'üsselatin) yankı yaptı. Gene halen süren ve Türkoloji araştırmalarının en zengin güncel bibliyografyası sayılan Turkologische Anzeiger'i de Viyana'da çıkarmaya başladı.
Andreas Tietze Türkoloji çalışmalarına girdiği yılların atmosferini bir makalesinde kısaca şöyle betimliyor: Türk diliyle uğraşmaya başladığı yıllarda bir Türkoloji geleneği vardı, ama bu daha çok Türkiye'ye bile gitmeden, Avrupa kütüphanelerindeki yazmaları incelemek ve yayınlamakla uğraşan bir Türkolojiydi. Tietze, Türikye'yi inceleyen, ülkemizde oturan, yaşayan dili ve adetleri görerek yeni alanlara el atanların başında gelir. Bu ilgi ve bilgi sırf tarihi metinlere değil, halk edebiyatına, dildeki değişmeler ve Türkiye'de yapılan araştırmaları çevirip tanıtmaya da yöneliktir. Tietze Türkiye'nin bütün tarihi kültürel geçmişini değerlendirebilecek filolojik ve tarihi bilgiye sahiptir. Yunan-Roma kitabelerinden, Bizans eserlerine ve Arapça-Farsça metinlere kadar her türlü malzemeyi kullanabilmektedir. Türk dillerinin hemen hepsini bilmektedir. Mukayeseli gramer, sözlük çalışmaları, metin neşri alanında bu nedenle önemli katkıları olmuştur ve olacaktır.
İlber Ortaylı
26 Nisan 1914'te Viyana'da doğdu. Babası Hans Tietze ülkesinin tanınmış bir sanat tarihi profesörüydü ve Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Belvedere sarayını Avrupa'nın en ünlü plastik sanatlar müzelerinden biri olarak düzenlemişti. Annesi Erica Tietze-Conrat da, Avusturya baroku üzerine değerli incelemeler yapan ünlü bir sanat tarihçisiydi. Tietze laik bir eğitim gördü. İlkokulu Grinzing'de ve liseyi Piaristengimnazyum'da tamamladı. 1932'de olgunluk imtihanını verdi ve Viyana Üniversitesi'nde öğrenime başladı.
İki dünya savaşı arasında Viyana Üniversitesi, Avrupa'nın önemli bir bilim merkeziydi. Bilimin her dalında ünlü bilginler buradaydı ve öncü araştırmalar yapıyorlardı. Andreas Tietze böyle bir dünyanın bahşettiği şansı en iyi biçimde kullanan öğrencilerden olmalıdır. İktisat tarihini Prof. Dopsch'un, Doğu Avrupa tarihini Winkler'in, Balkan tarihini Patsch'ın yanında öğrendi. Slav dilleri alanında Viyana Üniversitesi öncüydü. Prens Trubetskoy'un öğrencilerinden oldu. Bir yandan da Balkan araştırmalarında derinleştiği ölçüde (hemen bütün Balkan dillerini bilmektedir) Türkçeye, nihayet Farsça ve Arapçaya başladı. O yıllarda birçok Türkolgun tersine, Türkiye'ye sık sık seyahat eden bir öğrenciydi. Türk dili ve tarihi gittikçe ilgisini çekti. Dili kusursuz konuşuyordu. O yıllardaki dostlarının anlattığına göre, kendisinin yabancı olduğuna inanmayanlar oluyormuş. Buna rağmen doktora tezini Türkoloji alanında yapmak için geç kaldığını düşünüyordu ve İtalya tarihi üzerinde tezini tamamlamaya karar verdi. 1937'de alışılmışın dışında kısa sürede iktisat tarihi alanında hazırladığı tezini kabul ettiler. Konu, 'İtalyan merkantilizminin tarım politikası' idi. Vatikan, Venedik, Floransa arşivlerinde çalışmış, İtalyan dili ve tarihine hakim olduğunu gösteren bir tez çıkarmıştı. Bu tezi bitirdiği an, tekrar Türkiye'ye ve Türkoloji çalışmalarına döndü. Edebiyat Fakültesi'nde Almanca ve İngilizce lektörlüğüne atandı. Galiba Edebiyat Fakültesi onu hep bu görevde tutmakla, alışılmış olumsuzluklarından birini daha tekrarlıyordu.
Edebiyat Fakültesi'ndeki bazı çalışma arkadaşları ve İstanbul'daki çevresi; kendi ifadesiyle, onun yaşamında önemli birsafha oldu. Helmut Ritter oradaydı. Onunla çalıştı ve birlikte bir Türkçe - Almanca sözlük hazırladılar. Gene 1947-58 yılları arasında süren bir çalışmayla, Redhouse sözlüğünün revizyonunu ve yeni baskısını hazırladı. Bu yıllarda Tietze Türk dili tarihi, Türkçenin diğer dillerle olan ilgisi üzerine makalelerini Türkiye'ye ve yurt dışında özellikle Oriens dergisinde yayınlıyordu. Gene bu sıralarda Romanistlerden H. Ve R. Kahane ile Lingua-Franca adlı ünlü sözlüğü yayınladılar (1950-1954). Sözlük Türkçede yaşayan Akdeniz uluslarına ait kalabalık bir kelime haznesini etimolojik olarak vermekteydi. Tietze Türkiye'ye geldiği zaman Prof. Adnan Adıvar'ı tanımıştı. Onunla hemen her gün İslam Ansiklopedisi'nin bürosunda görüşüyorlardı. Adıvar kendisini çok takdir ederdi: Tietze de Adıvar'ı, 'müsbet tavırlı, gerçek bir münevverdi. Bu üstün insana çok şeyler borçluyum' diye anmaktadır. İstanbul kütüphanelerindeki yazma eserler İkinci Dünya Savaşı sırasında Anadolu'ya taşınıp korunmaya alınmıştı. Tietze bunlar üzerinde çalışamayınca şive ve halk edebiyatı araştırmalarına yöneldi. Karagöz'le, halk tiyatrosuyla ilgili incelemeleri böyle başladı. Türk bilmeceleri üzerinde çalıştı.
1952'de Süheyla Uyar'la evlendi. Bu evlilikten Filiz, Deniz, Nur ve İbrahim adlı dört çocukları oldu. 1952-53'te bir yıl ABD'de Illinois Üniversitesi'nde misafir profesör oldu. Sonra 1958'de Los Angeles'daki California Üniversitesi'ne davet edilerek buraya yerleşti. 1964'te Codex Cumanicus'dan bilmeceleri ve İlhan Başgöz'le birlikte Türk Halk Bilmeceleri'ni hazırladı. 1966-1970 yılları arasında üniversitenin Yakındoğu Dilleri Bölümü başkanlığını yaptı. 1971'de Viyana Üniversitesi'ne misafir profesör oldu. Bu üniversitenin daveti üzerine, 1973 yılından itibaren Türkoloji ve İslam araştırmaları enstitüsünün ordinaryüs profesörlüğüne atandı. 1976 yılında Avusturya Bilimler Akademisi muhabir üyeliğine, aynı yıllarda Türk Tarih Kurumu şeref üyeliğine seçildi. Viyana'ya geldiği yıllarda 16. yüzyılın ünlü Osmanlı müverrihi Gelibolulu Mustafa Ali'nin eserleri üzerinde çalışmaya başlamıştı. Bu alandaki yayınları (birkaç makale, Kahire üzerine geçen sayılarda tanıtılan kitap ve Nasihat'üsselatin) yankı yaptı. Gene halen süren ve Türkoloji araştırmalarının en zengin güncel bibliyografyası sayılan Turkologische Anzeiger'i de Viyana'da çıkarmaya başladı.
Andreas Tietze Türkoloji çalışmalarına girdiği yılların atmosferini bir makalesinde kısaca şöyle betimliyor: Türk diliyle uğraşmaya başladığı yıllarda bir Türkoloji geleneği vardı, ama bu daha çok Türkiye'ye bile gitmeden, Avrupa kütüphanelerindeki yazmaları incelemek ve yayınlamakla uğraşan bir Türkolojiydi. Tietze, Türikye'yi inceleyen, ülkemizde oturan, yaşayan dili ve adetleri görerek yeni alanlara el atanların başında gelir. Bu ilgi ve bilgi sırf tarihi metinlere değil, halk edebiyatına, dildeki değişmeler ve Türkiye'de yapılan araştırmaları çevirip tanıtmaya da yöneliktir. Tietze Türkiye'nin bütün tarihi kültürel geçmişini değerlendirebilecek filolojik ve tarihi bilgiye sahiptir. Yunan-Roma kitabelerinden, Bizans eserlerine ve Arapça-Farsça metinlere kadar her türlü malzemeyi kullanabilmektedir. Türk dillerinin hemen hepsini bilmektedir. Mukayeseli gramer, sözlük çalışmaları, metin neşri alanında bu nedenle önemli katkıları olmuştur ve olacaktır.
İlber Ortaylı
- Açıklama
- Andreas Tietze, engin dil bilgisinden başka, iktisat tarihinden sanat tarihine kadar ilgili birçok alanda profesyonel uzman derecesindedir. İyi Türkolog olduğu gibi, Romanist, Germanist, Slavist ve Bizantinist olma niteliklerine sahiptir. Çalışmalarında bunu görmek mümkündür ve bu total filologun Türk araştırmalarına yönelmesi Türk dili ve kültürü için mutlu bir olaydır.
26 Nisan 1914'te Viyana'da doğdu. Babası Hans Tietze ülkesinin tanınmış bir sanat tarihi profesörüydü ve Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Belvedere sarayını Avrupa'nın en ünlü plastik sanatlar müzelerinden biri olarak düzenlemişti. Annesi Erica Tietze-Conrat da, Avusturya baroku üzerine değerli incelemeler yapan ünlü bir sanat tarihçisiydi. Tietze laik bir eğitim gördü. İlkokulu Grinzing'de ve liseyi Piaristengimnazyum'da tamamladı. 1932'de olgunluk imtihanını verdi ve Viyana Üniversitesi'nde öğrenime başladı.
İki dünya savaşı arasında Viyana Üniversitesi, Avrupa'nın önemli bir bilim merkeziydi. Bilimin her dalında ünlü bilginler buradaydı ve öncü araştırmalar yapıyorlardı. Andreas Tietze böyle bir dünyanın bahşettiği şansı en iyi biçimde kullanan öğrencilerden olmalıdır. İktisat tarihini Prof. Dopsch'un, Doğu Avrupa tarihini Winkler'in, Balkan tarihini Patsch'ın yanında öğrendi. Slav dilleri alanında Viyana Üniversitesi öncüydü. Prens Trubetskoy'un öğrencilerinden oldu. Bir yandan da Balkan araştırmalarında derinleştiği ölçüde (hemen bütün Balkan dillerini bilmektedir) Türkçeye, nihayet Farsça ve Arapçaya başladı. O yıllarda birçok Türkolgun tersine, Türkiye'ye sık sık seyahat eden bir öğrenciydi. Türk dili ve tarihi gittikçe ilgisini çekti. Dili kusursuz konuşuyordu. O yıllardaki dostlarının anlattığına göre, kendisinin yabancı olduğuna inanmayanlar oluyormuş. Buna rağmen doktora tezini Türkoloji alanında yapmak için geç kaldığını düşünüyordu ve İtalya tarihi üzerinde tezini tamamlamaya karar verdi. 1937'de alışılmışın dışında kısa sürede iktisat tarihi alanında hazırladığı tezini kabul ettiler. Konu, 'İtalyan merkantilizminin tarım politikası' idi. Vatikan, Venedik, Floransa arşivlerinde çalışmış, İtalyan dili ve tarihine hakim olduğunu gösteren bir tez çıkarmıştı. Bu tezi bitirdiği an, tekrar Türkiye'ye ve Türkoloji çalışmalarına döndü. Edebiyat Fakültesi'nde Almanca ve İngilizce lektörlüğüne atandı. Galiba Edebiyat Fakültesi onu hep bu görevde tutmakla, alışılmış olumsuzluklarından birini daha tekrarlıyordu.
Edebiyat Fakültesi'ndeki bazı çalışma arkadaşları ve İstanbul'daki çevresi; kendi ifadesiyle, onun yaşamında önemli birsafha oldu. Helmut Ritter oradaydı. Onunla çalıştı ve birlikte bir Türkçe - Almanca sözlük hazırladılar. Gene 1947-58 yılları arasında süren bir çalışmayla, Redhouse sözlüğünün revizyonunu ve yeni baskısını hazırladı. Bu yıllarda Tietze Türk dili tarihi, Türkçenin diğer dillerle olan ilgisi üzerine makalelerini Türkiye'ye ve yurt dışında özellikle Oriens dergisinde yayınlıyordu. Gene bu sıralarda Romanistlerden H. Ve R. Kahane ile Lingua-Franca adlı ünlü sözlüğü yayınladılar (1950-1954). Sözlük Türkçede yaşayan Akdeniz uluslarına ait kalabalık bir kelime haznesini etimolojik olarak vermekteydi. Tietze Türkiye'ye geldiği zaman Prof. Adnan Adıvar'ı tanımıştı. Onunla hemen her gün İslam Ansiklopedisi'nin bürosunda görüşüyorlardı. Adıvar kendisini çok takdir ederdi: Tietze de Adıvar'ı, 'müsbet tavırlı, gerçek bir münevverdi. Bu üstün insana çok şeyler borçluyum' diye anmaktadır. İstanbul kütüphanelerindeki yazma eserler İkinci Dünya Savaşı sırasında Anadolu'ya taşınıp korunmaya alınmıştı. Tietze bunlar üzerinde çalışamayınca şive ve halk edebiyatı araştırmalarına yöneldi. Karagöz'le, halk tiyatrosuyla ilgili incelemeleri böyle başladı. Türk bilmeceleri üzerinde çalıştı.
1952'de Süheyla Uyar'la evlendi. Bu evlilikten Filiz, Deniz, Nur ve İbrahim adlı dört çocukları oldu. 1952-53'te bir yıl ABD'de Illinois Üniversitesi'nde misafir profesör oldu. Sonra 1958'de Los Angeles'daki California Üniversitesi'ne davet edilerek buraya yerleşti. 1964'te Codex Cumanicus'dan bilmeceleri ve İlhan Başgöz'le birlikte Türk Halk Bilmeceleri'ni hazırladı. 1966-1970 yılları arasında üniversitenin Yakındoğu Dilleri Bölümü başkanlığını yaptı. 1971'de Viyana Üniversitesi'ne misafir profesör oldu. Bu üniversitenin daveti üzerine, 1973 yılından itibaren Türkoloji ve İslam araştırmaları enstitüsünün ordinaryüs profesörlüğüne atandı. 1976 yılında Avusturya Bilimler Akademisi muhabir üyeliğine, aynı yıllarda Türk Tarih Kurumu şeref üyeliğine seçildi. Viyana'ya geldiği yıllarda 16. yüzyılın ünlü Osmanlı müverrihi Gelibolulu Mustafa Ali'nin eserleri üzerinde çalışmaya başlamıştı. Bu alandaki yayınları (birkaç makale, Kahire üzerine geçen sayılarda tanıtılan kitap ve Nasihat'üsselatin) yankı yaptı. Gene halen süren ve Türkoloji araştırmalarının en zengin güncel bibliyografyası sayılan Turkologische Anzeiger'i de Viyana'da çıkarmaya başladı.
Andreas Tietze Türkoloji çalışmalarına girdiği yılların atmosferini bir makalesinde kısaca şöyle betimliyor: Türk diliyle uğraşmaya başladığı yıllarda bir Türkoloji geleneği vardı, ama bu daha çok Türkiye'ye bile gitmeden, Avrupa kütüphanelerindeki yazmaları incelemek ve yayınlamakla uğraşan bir Türkolojiydi. Tietze, Türikye'yi inceleyen, ülkemizde oturan, yaşayan dili ve adetleri görerek yeni alanlara el atanların başında gelir. Bu ilgi ve bilgi sırf tarihi metinlere değil, halk edebiyatına, dildeki değişmeler ve Türkiye'de yapılan araştırmaları çevirip tanıtmaya da yöneliktir. Tietze Türkiye'nin bütün tarihi kültürel geçmişini değerlendirebilecek filolojik ve tarihi bilgiye sahiptir. Yunan-Roma kitabelerinden, Bizans eserlerine ve Arapça-Farsça metinlere kadar her türlü malzemeyi kullanabilmektedir. Türk dillerinin hemen hepsini bilmektedir. Mukayeseli gramer, sözlük çalışmaları, metin neşri alanında bu nedenle önemli katkıları olmuştur ve olacaktır.
İlber Ortaylı
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.