Uzun Öyküler - Long StoriesMelling ve Dunn'ın Panoramalarında İstanbul
Kentin tarihsel topografyasına odaklanan bir mikro tarih çalışması niteliğindeki Uzun Öyküler: Melling ve Dunn'ın Panoramalarında İstanbul sergisinin küratörlüğünü Ekrem Işın, danışmanlığını M. Baha Tanman üstlendi. Panoramalar görsel kent öyküleridir. Uzayıp giden görüntülere imparatorların, sultanların gölgeleri düşer; göğe yükselen iktidar sembollerini gündelik hayatın kültürel dokusu, mimari kurgu ve doğa kuşatır. Panoramaların amacı, gözün ilk bakışta algıladığı bu uygarlık dekoru önünde, bir baş kahraman olarak tarih sahnesine çıkan kent imgesine tanıklık etmektir. Panoramik kent görüntüleri Rönesans döneminde ortaya çıktılar. Ortaçağ'da yeni yaşam alanları olarak beliren kentler, keşfedilen kültürel coğrafyanın sınırları genişledikçe eski haritacılık tekniklerini de dönüşüme uğratırlar. Panoramik haritalar 15. yüzyıldan itibaren Rönesans insanının bu kentlere bakışını yansıtır. Bu bakış açısında kent ve onu inşa eden siyasi otorite birbiriyle bütünleşmiştir. "Papa'nın kenti", "Halife'nin kenti" ve "Sultan'ın kenti" kavramları, panoramik gravürün sağladığı yeni görsel olanaklarla insanların zihnine farklı uygarlık tasarımlarını yerleştirirler. Sergiyi oluşturan Antoine-Ignace Melling ve Montagu B. Dunn'ın İstanbul panoramaları, kentin modernleşme tarihine ışık tutan çarpıcı belgelerdir. Melling, Aydınlanma Çağı'nın ideallerine bağlılığını, 18. yüzyıl sonu İstanbulu'nun panoramik tarihsel topografyasındaki gerçekçi yaklaşımıyla kanıtlar. Dunn ise, Kırım Savaşı (1853-1856) sırasında geldiği İstanbul'u Tanzimat sonrası yeni çehresiyle yansıtır. Her iki panorama da, modernizm sürecindeki İstanbul'un değişen kent imgesini gözler önüne seren bilimsel birer tanıktır.
- Açıklama
Kentin tarihsel topografyasına odaklanan bir mikro tarih çalışması niteliğindeki Uzun Öyküler: Melling ve Dunn'ın Panoramalarında İstanbul sergisinin küratörlüğünü Ekrem Işın, danışmanlığını M. Baha Tanman üstlendi. Panoramalar görsel kent öyküleridir. Uzayıp giden görüntülere imparatorların, sultanların gölgeleri düşer; göğe yükselen iktidar sembollerini gündelik hayatın kültürel dokusu, mimari kurgu ve doğa kuşatır. Panoramaların amacı, gözün ilk bakışta algıladığı bu uygarlık dekoru önünde, bir baş kahraman olarak tarih sahnesine çıkan kent imgesine tanıklık etmektir. Panoramik kent görüntüleri Rönesans döneminde ortaya çıktılar. Ortaçağ'da yeni yaşam alanları olarak beliren kentler, keşfedilen kültürel coğrafyanın sınırları genişledikçe eski haritacılık tekniklerini de dönüşüme uğratırlar. Panoramik haritalar 15. yüzyıldan itibaren Rönesans insanının bu kentlere bakışını yansıtır. Bu bakış açısında kent ve onu inşa eden siyasi otorite birbiriyle bütünleşmiştir. "Papa'nın kenti", "Halife'nin kenti" ve "Sultan'ın kenti" kavramları, panoramik gravürün sağladığı yeni görsel olanaklarla insanların zihnine farklı uygarlık tasarımlarını yerleştirirler. Sergiyi oluşturan Antoine-Ignace Melling ve Montagu B. Dunn'ın İstanbul panoramaları, kentin modernleşme tarihine ışık tutan çarpıcı belgelerdir. Melling, Aydınlanma Çağı'nın ideallerine bağlılığını, 18. yüzyıl sonu İstanbulu'nun panoramik tarihsel topografyasındaki gerçekçi yaklaşımıyla kanıtlar. Dunn ise, Kırım Savaşı (1853-1856) sırasında geldiği İstanbul'u Tanzimat sonrası yeni çehresiyle yansıtır. Her iki panorama da, modernizm sürecindeki İstanbul'un değişen kent imgesini gözler önüne seren bilimsel birer tanıktır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.